Sokak Fotoğrafçısının Sırları
Yaşamı Anlatmak
Eğer fotoğraf, akıp giden hayata şöyle bir durup bakmaksa; bunu, yani şöyle bir dönüp bakmamızı sağlayan fotoğrafçılardır aslında. “Biz”i ve “yaşam” dediğimiz bu kaosu, o kaos içinde varolma hallerimizi en iyi anlatanlar da sokak fotoğraflarıdır.
Aslında fotoğraf, bir “durum”u kavramsallaştırmada sorunları, yetersizlikleri olan bir süreçtir ve bunun farkında olan fotoğrafçılar için oldukça zorlu ve yorucu bir maceradır. Buna rağmen fotoğrafçılar, sevincimizi, hüznümüzü, avareliğimizi, debelenmelerimizi önümüze seriverirler... Üstelik edebiyatçılar, sinemacılar gibi şişirmeden, pek de kurgulamadan, fazla patırtı gürültü koparmadan, alabildiğine yalın ve suskun. Onun için evimin duvarlarından eksik olmaz sokak fotoğrafları. Arada bir değişirler. Duvarlar bir gün eski İstanbul olur, bir gün Keşmir, bir başka gün New York.
Ara Güler’in İstanbul, Pellegrini’nin New York, Alex Webb’in dünyanın tüm sokaklarında aradığı aslında aynı şeydir; yaşam dediğimiz bu acayip serüven. Bu serüvenin içinde yuvarlanıp giderken, arada bir durup bakmak benim de ilgimi çekiyor. Kendimi fotoğrafsever olarak görmek hoşuma gidiyor ve sanırım bu iyi bir şey.
Yazı ve Fotoğraflar: Faruk Üründür / Bişkek, Kırgazistan