Atlas

OKYANUSTA ‘‘KARA OKSİJEN”

İnsanın kår hırsı “derin deniz madenciliği” ile gözünü gezegenimizin en el değmemiş bölgerine dikiyor Ama Büyük Okyanus’un ışıksız derinliklerinde, yerkürenin tarihini ve hayatın kökenlerini kavrayışımızı değiştirecek büyük bir keşfe imza atıldı: Deniz seviyesinin 4 bin metre altında “kara oksijen” keşfedildi.

Dünya atmosferindeki oksijen büyük ölçüde fotosentez yoluyla üretiliyor. Saygın akademik yayın Nature Geoscience’ta yayımlanan araştırma ise bu bilgimize çok önemli bir ekleme yapıyor. Hawaii ve Meksika arasındaki Clarion-Clipperton Zonu’nda derin deniz madenciliğinin etkilerini araştırırken, ışıksız karanlıklarda “kara oksijen”i keşfeden ekibin başındaki İskoç Deniz Bilimleri Birliği’nden (SAMS) profesör Andrew Sweetman, “Verileri ilk kez aldığımızda sensörlerin hata yaptığını düşündük” diyor. Ekibe bunu düşündüren, o güne dek derin denizde yapılan çalışmalarda oksijenin üretilmek yerine tüketilmesiydi. Ancak 10 yıllık zaman dilimi içinde sensörler bilim insanlarını şaşırtan verilerini yinelemeye devam etti.  Bilim insanları bu fenomene “kara oksijen” adını verdi. 

Sweetman, “Geleneksel görüş, oksijenin ilk olarak yaklaşık üç milyar yıl önce ‘siyanobakteriler’ adı verilen eski mikroplar tarafından üretildiği ve bundan sonra karmaşık yaşamın kademeli olarak geliştiği yönünde” diyor. Peki, kara oksijen kaynağını nereden alıyor? Sensörlerin ölçümlerine göre, muhtemelen derin deniz madenciliğine konu olan ve “polimetalik nodül” olarak isimlendirilen, irili ufaklı mineral yumrularından… Okyanus tabanında bulunan bu nodüllerdeki manganez, nikel ve kobalt gibi metaller, elektrikli araçlar ve akıllı telefonların lityum iyon pillerinin yapımında kullanılıyor. Bu mini maden yataklarının taşıdığı elektrik yükünün deniz suyunu hidrojen ve oksijene ayrıştırdığı tahmin ediliyor. Bu sebeple Sweetman, “kayaların pilleri” olarak tanımladığı nodüllerin nasıl çıkarılacağının etraflıca düşünülmesi gerektiğini söylüyor. Zira bu oksijen kaynaklarını okyanus tabanından çıkarmak, derin deniz ekosistemlerini yok etmek anlamına gelebilir. Geçmişte deniz madenciliği yapılan bölgelerde de günümüzde sualtı yaşamı bulunmuyor.

Exit mobile version